İçerik Listesi
İcra ve İflas Hukuku Nedir?
Devlet, toplumsal yaşamı düzenleyen kuralları koymak yanında, toplumsal ve hukuki barışın korunması görevini de üzerine almıştır. Devletin kendiliğinden hak almayı yasaklaması ve hukuk devletinin bir sonucu olarak fertlerin de devletten hakkın korunmasını veya sağlanmasını talep etme hakkı bulunmaktadır. Devlet de bu talebi yerine getirmekten kaçınamaz. Bu talep gerek Anayasa’da gerekse uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınmıştır. Hakların inkar veya ihlal edilmesi halinde, bu hakkın korunması ve ihlalin bertaraf edilmesi için devletin yetkili mercilerine başvurulur. Bu mercilerin hak arayan kişinin lehine karar vermesi durumunda hakkın icrası da ancak devlet organları vasıtasıyla yerine getirilir. Bu ikili aşamada önce hak tespit edilir veya ifası emredilir, bu yerine getirilmezse ikinci aşamada yetkili mercilerce gerekirse zorla icra edilir. Bu açıdan yargı mercilerine icra ve iflas organları da dahildir. İşte icra ve iflas hukuku bu mantık çerçevesinde doğmuş ve tanımlanmıştır.
İcra ve İflas Hukukunun Temel İlkeleri Nelerdir?
İcra ve İflas hukukuna hakim olan temel ilkeler birden fazladır. Öncelikle, temel yargılama ilkelerinin cebri icra hukuka uygulanması;
- Tasarruf ilkesi
- Taraflarca getirilme ( hazırlama ) ilkesi
- Takibin icra organlarınca yürütülmesi
- Doğrudanlık ilkesi
- Takip ekonomisi ilkesi
- Alenilik ilkesi
- Yazılılık-sözlülük ilkesi 8. Tarafların yükümlülükleri ilkesi.
İkinci olarak icra ve iflas hukukunun kendine özgü ilkeleri ise;
- Kanunilik ilkesi
- Para alacakları ile diğer hak ve alacakların ayrılması
- Paraya çevirme ilkesi
- Cebri icra yollarının sınırlı ve belirli olması ilkesi
- Cebri icra tedbirlerinin sınırlı ve belirli olması
- Şekle sıkı bağlılık
- Alacak ve alacaklılar arasında öncelik ilkesidir.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu
İcra ve iflas hukukumuzun en önemli kaynağıdır. Bu kanun İsviçre’den uyarlanmıştır. Ancak çeşitli tarihlerde değişikliğe uğramış ve bugüne kadar yapılan değişiklikler sonucunda İsviçre aslından birçok yönden ayrılmıştır. Kanunların zaman itibariyle uygulanması, değişiklik yapılan kanunların doğru, tereddüt edilmeden ve ülkenin her yerinde yeknesak olarak uygulanması bakımından son derece önemlidir. İcra ve iflas kanunumuzda yapılan değişikliklerin zaman itibariyle uygulanmasını belirlemek de bu açıdan son derece önemlidir. İcra ve iflas kanununda zaman itibariyle uygulanma hakkında genel bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle icra ve iflas kanununda yeni hükümlerin ne zaman yürürlüğe gireceği konusunda tereddüt edilmemesi için, önemli değişiklikler yapıldığında, geçici madde ya da maddeler ile uygulanma zamanı özel olarak düzenlenmiştir.
İcra İflas Avukatı Nasıl Olunur?
Her avukatın ilgilendiği bir alan ve ihtisaslaşarak üzerinde çalışmalar yaptığı bir bölüm vardır. İcra iflas avukatı da avukatın bu alan üzerinde ilgilendiği bölümlerden birisidir. İcra iflas avukatı nasıl olunur sorusunun cevabı da tam bu noktada saklıdır. Her avukat istediği alanda çalışır ve dosya alır. Bu bir kişisel tercihtir. Her meslektaş istediği alanda çalışır ve müvekkillerine en iyi hizmeti sunabilmek için çalışır.
İcra Avukatı Ne İş Yapar?
İcra hukukunda asıl olan tasarruf ilkesidir. Bir takibin ya da cebri icra prosedürünün başlaması ve yürütülmesi için, kural olarak alacaklının talebi gereklidir. İcra avukatı da icra iflas kanununa uygun olarak icra takibini başlatmak ve alacaklının alacağını en kısa sürede almasını sağlamak amacıyla hukuki bilgi birikimini alacaklıya sunmaktadır. İcra iflas hukukunda dikkat edilmesi gereken süreler ve usul kuralları vardır.
En İyi İcra Avukatı Kimdir?
Ankara İcra Avukatları
Ankara İcra Avukatı Tavsiye Listesi
İcra Avukatı Danışma Yolları
İcra avukatına hakkınızda açılmış icra davaları, hakkınızda başlatılmış icra takibi, ya da alacağınızı tahsil etmek için danışabilirsiniz. İcra mahkemelerinde görülecek her türlü iş ve davalarınız da icra avukatı size yol gösterecektir.
İcra Avukatı Telefon Numaraları
İcra hukukunu ilgilendiren ve konusuna giren bir hukuki uyuşmazlık için icra avukatına danışmak doğru bir tercih olacaktır. Bunun için icra avukatına danışmak için telefonla bilgi alabilirsiniz ya da ofisimizi ziyaret edebilirsiniz. İletişim için www.avukatahmetyildiz.com dan telefon numaramızı öğrenebilirsiniz.
İcra Hukuk Bürosu İletişim Ankara
İcra hukuk alanında alanında uzman kadrosu ile çeşitli başarılara imza atan ve çözüm odaklı çalışmayı temel prensip haline getiren Ankara icra hukuk büromuz, Ankara icra hukuk büroları arasında en başta yer almaktadır. Bu nedenle icra hukuk bürosu iletişim Ankara için www.avukatahmetyildiz.com adresimizi ziyaret ederek bize ulaşabilirsiniz.
İcra Takibi Çeşitleri
Kanunun sistemi içinde temel iki cebri icra çeşidi düzenlenmiştir. Bunlardan birisi cüz i icra, diğeri külli icradır. Cüzi icra üçe ayrılır. Birincisi ilamlı icradır. İlamlı icrada hakkı yerine getirilmeyen veya ihlal edilen kişi, mahkemeye müracaat ederek bu ihlalin önüne geçilmesini veya hakkın iade edilmesini talep eder. İkincisi ilamsız icradır. Kanun ilamlı icradan başka sadece para ve teminat alacakları için başvurulabilecek ilamsız icra yolu ile takibi düzenlemiştir. Bu takip yoluna başvuran alacaklının, alacağının mahkeme ilamı ile tespit edilip hüküm altına alınmış olması gerekmez. İlamsız icra da kendi içinde üçe ayrılır. Genel haciz yolu ile takip, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip, kiralanan taşınmazların tahliyesi yolu ile takip olarak ayrılmaktadır. Üçüncü icra takip çeşitleri rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiptir. Dördüncüsü ise ihtiyati hacizdir.
Genel Haciz Yoluyla İlamsız İcra Takibi
Genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi, alacaklının takip talebi ile başlar; bu takip talebi üzerine icra dairesi borçluya bir ödeme emri gönderir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmez veya itiraz edip itirazı bertaraf edilirse, takip kesinleşir. Borçlunun itiraz hakkı bulunursa takip bu aşamada sona erer. Takip kesinleşir, borçlu buna rağmen borcunu ödemezse, borcunu ödemeye yetecek malları alacaklının talebi ile haczedilir ve yine alacaklının talebi ile satılır ve takip konusu alacak ödenir. Borçlunun yeteri kadar mal varlığı olmadığından alacaklı alacağını elde edemezse, kendisine alacağını tahsil edilemeyen kısmını gösteren bir aciz vesikası verilir.
İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İcra Takibi
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi aslında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiptir. Rehinli alacaklılar için takip hukuku bakımından, rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurma zorunluluğu önce rehne başvurma zorunluluğu şeklinde bir kural söz konusudur. Yani alacağı rehinle temin edilmiş bir alacaklı, alacağını takip yaparak elde etmek isterse, kural olarak önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Bu yola başvurmadan ilamlı icra y ada ilamsız icra yoluna başvurulamaz. Rehne rağmen diğer takip yollarına başvurulması durumunda süresiz şikayet söz konusu olacaktır. Bu takip yolunda rehinli mal satılır ve bedeli rehinli alacaklıya ödenir. Satış bedeli alacağı karşılamaya yetmezse, rehinli alacaklı, rehinle karşılanamayan kısım için haciz veya iflas yoluyla takip yapabilir.
Kambiyo Senetleriyle Haciz Takibi
Türk ticaret kanununda ayrıca düzenlenen kambiyo senetleri kıymetli evraktır. Alacağı için elinde kambiyo senedi bulunan bir alacaklı, mutlaka bu yola başvurmak zorunda değildir. genel haciz yoluyla takip yoluna da başvurabilir. Alacaklının bu yola başvurabilmesi için alacağının senede bağlanmış olması ve bu senedinde kambiyo senedi niteliğini taşıması gerekli ve yeterlidir. Alacaklının elinde kambiyo senedi yoksa veya unsurları tam taşımadığından kambiyo senedi vasfında değilse ya da alacaklının kambiyo senedi dayanarak takip yapma yetkisi yoksa kambiyo senetleriyle haciz takibi yoluna başvurulamaz. Kambiyo senetleriyle haciz takibi, genel haciz yoluyla takip prosodürüne paralel olarak düzenlenmiştir. Takibin temel aşamaları da aynıdır. Bu takip yolunda da takip talebi, ödeme emri, takibin kesinleşmesi, haciz, satış ve paraların paylaştırılması aşamaları bulunur.
İflas Yolu ile Adi Takip
İflas yolu ile adi takip denilen şey, genel iflas yoluyla takiptir. Bu takipte alacaklının borçludan para alacağının olması ve borçlunun muaccel borcunu ödememiş olması yeterlidir; ayrıca ek bir sebebe veya şarta gerek yoktur. İflas yolu ile adi takibe başvurabilmek için alacaklının alacağının herhangi bir belgeye bağlı olması şart olmadığı gibi, belgeye bağlı ise, bu belgenin niteliği de önemli değildir. Öncelikle, alacaklının yetkili icra dairesine başvurarak iflas talep etmesi ile bu süreç başlar. Bunun üzerine icra dairesi, borçluya iflas ödeme emri gönderir. Yedi gün içinde borçlunun borcunu ödemesi üzerine takip son bulur, borçlu borcunu ödemezse alacaklı, yetkili ticaret mahkemesinden, iflas davası açmak suretiyle iflasa karar verilmesini ister. Yetkili icra dairesi tacirin muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesi yetkilidir.
Kambiyo Senetleriyle İflas Takibi
Kambiyo senedine dayanan takip yoluyla iflas, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluna paralel düzenlemesidir. Kambiyo senedine bağlanmış alacak, rehin ile güvence altına alınmış olsa bile, doğrudan kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takip yapmak, cüzi icradaki gibi mümkündür. Alacaklının elinde, kambiyo senedi bulunmaktaysa ve borçlu rızasıyla bu kambiyo senedine bağlı borcunu ödememekteyse, iflasa tabi olan borçlusunu kambiyo senedine dayanan takip yoluyla takip ederek ifasını isteyebileceği gibi; genel iflas yoluyla takipte bulunarak da ifasını sağlayabilir. Kambiyo senedi, takip konusu alacağın sadece delili mahiyetindedir. Bu takip yolunda yetkili icra dairesi de, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki icra dairesidir.
Adi Kira ve Hasılat Kirası Tahliye Takibi
Bir taşınmazın tahliyesini sağlayabilmek için, öncelikle kiracıya karşı bir dava açılması gerekir. Bu tahliye davası kiraya veren lehine sonuçlanır ve kiracı buna rağmen tahliyeyi gerçekleştirmezse, ilamlı icra yoluyla tahliye sağlanabilir. Ancak kanun koyucu, belirli özel şartların varlığı halinde kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla tahliyesine de imkan tanımıştır. Kiralanan taşınmazların tahliyesi için genel hükümlere göre birden fazla sebebe dayanarak dava açmak mümkünken, ilamsız takip yoluna başvurulması sadece iki durumda söz konusudur. Bunlar, kira bedelinin ödenmemesi ve kira süresinin sona ermesidir. Birinci durumda takip sonucu bir para alacağına kavuşma ve onunla birlikte tahliye; ikinci durumda sadece tahliye imkanı mevcuttur. Bu yönüyle ikinci durum, ilamsız icranın para alacağına yönelik olması kuralının tam bir istisnasıdır. Şunu da unutmamak gerekir ki taşınmazların tahliyesi için öngörülmüş bu takip yolu, sadece kira sözleşmesi ile kiralanmış taşınmazlar hakkında uygulanır. Taraflar arasında kira sözleşmesi yoksa, ister akdi bir ilişki ister akit dışı bir ilişki bulunsun, bu takip yolu ile taşınmazın tahliyesi sağlanamaz.
İlamlı İcra Takibi
İlamlı icrada açılan davanın sonunda talepte bulunan lehine karar verilirse, muhatap davalının ki bu kişi takip hukuku bakımından borçludur bunu yerine getirmesi gerekir. Şayet yerine getirmezse, alacaklı icra dairesine başvurup ilamın zorla yerine getirilmesini talep eder, borçluya bir icra emri gönderilir. Borçlu kendisine verilen sürede borcu yerine getirmezse, borcun kanunda öngörülen şekillerde zorla yerine getirilmesi sağlanır. Borçlunun kural olarak bu takibe karşı koyarak takibi durdurması mümkün değildir. Alacaklı borçluya karşı tüm talepleri için ilamlı takip yoluna başvurabilir. Ayrıca konusu paradan başka bir şey olan alacaklar için alacaklının ilamlı icra yoluna başvurması zorunludur. Yani alacaklının önce dava açıp lehine bir karar alması, daha sonra ilamlı icra yoluna başvurması gerekir.
Taşınır Teslimi veya Taşınmaz Tahliyesi ve Teslimi
Para Borcuna veya Teminat Tahliyesi ve Teslimi
Para Borcuna veya Teminat Verilmesine İlişkin İcra Takibi
İcra Davası Çeşitleri
İcra hukukunda icra davaları çok çeşitlidir. Bu davalar icra mahkemelerinde görüldüğü gibi genel mahkemeler de de görülmektedir.
- İtirazın İptali Davası
- İtirazın Kesin Kaldırılması Davası,
- İtirazın Geçici Kaldırılması
- Borçtan Kurtulma Davası,
- Menfi Tespit Davası
- İstirdat Davası
- İstihkak Davası, olarak sıralanmaktadır.
Borçtan Kurtulma Davası
Borçlu, geçici kaldırma kararının kesin kaldırmaya dönüşmesini engellemek için, geçici kaldırma kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçtan kurtulma davası açabilir. Bu süre hak düşürücü süredir ve mahkemece kendiliğinden gözetilir. Uygulamada süresinden sonra açılan böyle bir dava reddedilmemekte, ancak açılan bu davanın borçtan kurtulma davasının sonuçlarını doğurmayıp genel olarak menfi tespit davasının sonuçlarını doğuracağı kabul edilmektedir. Kanun koyucu geçici kaldırma sırasında yapılan sınırlı incelemeden dolayı, borçluya genel mahkemede dava açarak maddi hukuk anlamında borçlu olmadığının tespiti imkanını tanımak istemiştir. Borçtan kurtulma davası, nitelik itibariyle bir menfi tespit davasıdır. Borçlu takipten önce veya sonra, menfi tespit davası açabilir. Borçtan kurtulma davasının açılması ile bu davada verilen hüküm kesinleşinceye kadar geçen süre, bir yıllık haciz isteme süresinin hesabına dahil edilmez.
İstirdat Davası
Borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi veya itirazının icra mahkemesinde kaldırılmış olması halinde takip kesinleşecektir. Takipten önce borçlu menfi tespit davası da açıp tedbir almamışsa, borçlu, takip konusu borcu ödemek zorunda kalacaktır. Buna rağmen borçlu gerçekte borçlu olmayabilir veya borcu olmadığını düşünebilir. Daha önce de bu konuda dava açılmış olmadığından, borçlu olduğunu gösteren bir mahkeme kararı da bulunmamaktadır. Böyle bir durumda menfi tespit davası açmadığı için, cebri icra tehdidi altında borcu ödemek zorunda kalan borçlu, ödediği paranın geri verilmesi için istirdat davası açabilir, daha önce menfi tespit davası açmışsa bu dava istirdat davasına dönüşür. İstirdat davası borçlu bakımından bir eda davasıdır ve maddi hukuk açısından sebepsiz zenginleşme davasına benzer.
İcra Davasına İtiraz Süresi
Ödeme emrine itiraz etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmelidir. Bu süre kesindir. İcra memuru itirazın süresinde olup olmadığını kendiliğinden inceler. İtiraz bakımından da sürelere ilişkin hususlar ile talik hallerine dikkat edilmelidir. Borçlu, yedi gün dolmadan itirazı olmadığını bildirirse, takip kesinleşir artık bundan sonra itiraz süresi dolmasa dahi itiraz edemez. Ancak yedi günlük süre dolmadan itiraz eden borçlu, yine yedi günlük süre dolmadan itiraz ettiği alacak miktarını arttırabilir veya imzaya itiraz etmemişse, imzaya da itiraz edebilir.
Borçlu Olmadığının Tespiti Davası ( Menfi Tespit Davası )
Borçlu, kendisine karşı takibe başlanmadan önce menfi tespit davası açabilir. Ancak bunun için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Borçlunun takipten önce menfi tespit davası açması, bu davadan sonra alacaklının başvuracağı takibi kendiliğinden önlemez veya durdurmaz. Borçlu teminat karşılığında davaya bakan mahkemeden, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini isteyebilir. Borçlunun icra takibinden sonra da menfi tespit davası açması mümkündür. Takipten sonra açılacak menfi tespit davasında da borçlunun hukuken korunan bir yararının bulunması gerekir. Hukuki yarar, menfi tespit davası bakımından dava şartı olup, mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınmalıdır. Ödeme emrine itiraz üzerine takip durmuşsa, borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur.
Karşılıksız Çeke Karşı İcra Takibi
Karşılıksız çeke karşı icra takibi, kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi şeklinde yapılır. Keşide tarihinden itibaren gün içinde bankaya ibraz edilen çekler kambiyo vasfıyla takibe konu olur.
Karşılıksız Çek Keşide Etme Suçu
Kambiyo senedi niteliğinde olan çek kamu gücüne haizdir. Ticaret hayatının kolaylaşması adına bir ödeme aracı olarak kullanılır. Keşide edilen tarihten itibaren belirli bir sürede banka aracılığıyla ödeme sağlanır. Söz konusu çeki karşılığı olmadan keşide etmek suçtur. Böyle bir durumda karşılıksız çek keşide eden kişi icra ceza mahkemesinde yargılanır. Yargılama neticesinde çek miktarından az olmamak üzere karşılıksız çek keşide eden kişi adli para cezasına çarptırılır.
Çeki Ödemeyenler İçin İcra Ceza Mahkemesine Şikayet
Karşılıksız çek keşide etmek suçtur. Karşılıksız çek keşide eden şahıs icra ceza mahkemesinde sanık sıfatı ile yargılanır. Bu dava suçtan zarar gören alacaklı müşteki tarafından açılır. Mahkeme yargılama sonunda çek tutarından az olmamak üzere adli para cezası verilir. Adli para cezasının infazı cumhuriyet başsavcılığı tarafında gerçekleştirilir.